Martha Marcy May Marlene


Filmekimi 2011'i geride bırakırken, izlediğim tüm filmleri gözden geçiriyorum ve aklımda en çok yer etmiş filmin, Martha Marcy May Marlene olduğunu görüyorum.

Yönetmenine 2011 yılında Sundance Film Festivali'nde drama dalında en iyi yönetmen ödülü kazandıran bu film, Sean Durkin'in ilk uzun metrajlı filmi.

Bu ilk uzun metrajlı filminde, yönetmen, hem ahlaksal olarak hem de tarz olarak çok doğru hareket ediyor. Ahlaksal olarak, doğru olanın ne olduğunu seyirciye hiç bir zaman söylemiyor, hiç bir şekilde taraf tutmuyor. Cinsel özgürlüğün olduğu, sosyalist olarak yorumlayabileceğimiz bir paylaşımın yaşandığı ve zaman zaman suça karışan bir tarikata (topluluk) katılmış olan Martha, oradan kaçıp ablasının yanına döndüğünde, kendisini birden günümüzün kalıplaşmış ahlaki değerleri arasında buluyor. Yönetmen, bu iki zıt toplum değerleri arasında sıkışmış olan Martha'nın hikayesine tam ortadan, dengeli bir şekilde bakmayı başarıyor. Bunu her yönetmen hele ki ilk filminde yapamaz.

Martha'nın kafa karışıklığı, film boyunca yönetmenin kafa karışıklığı halini alıyor. Martha, bu iki zıt toplumun hangisinin kendisine uygun olduğunu anlamaya çalışırken, biz de aynı soruları kendimize soruyoruz. İzleyicinin hangi tarafı doğru bulup destekleyeceği tamamen kendisine kalmış durumda. Filmin bu başarılı dengesi ve seyirciyi aptal yerine koymarak verdiği seçme özgürlüğü, Martha Marcy May Marlene'i diğer filmlerden çok ayrı bir kenara koymamızı sağlıyor.

Son karede ise, iyi ya da kötü, geçmişte içimize yerleşen ahlak anlayışının ömür boyu bizi takip edeceğinin altı çiziliyor.

Başarı ile inşaa edilmiş bir senaryo, karakterler, başarılı kadrajlar ve görüntü yönetmenliği, Elizabeth Olsen'in yılın en önemli oyunculuk performanslarından birine imza atmış olması ortaya uzun yıllar hafızadan çıkmayacak mükemmel bir ilk film çıkmasına sebebiyet vermiş.

Aşağıda, John Hawkes'in film içinde söylediği Marcy's Song parçasını dinleyebilirsiniz.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder