"Biz iki nedenle çekeriz 'tililili'yi der Rakel. Biri sevincimizde, diğeri ağıtımızda."Adını Hrant Dink'in bir yazısındaki bu sözlerden alan "Tililili" projesi, 19 Dink yazısının seslendirilmesinden oluşan bir ses enstalasyonu çalışmasıdır.
Dink'in öldürülmesinin ardından yayın yönetmeni olduğu Agos çevresinde bir araya gelerek üretime yönelik çalışmalarda bulunmayı amaçlayan Türkiyeli gençlerin oluşturduğu "Hadig"in ürettiği bu projede sunulan "sesli Dink yazıları"na aşağıdan ulaşılabilinir.
Ayrıca, Hrant Dink'in "Osmanlı Ermenileri Konferansı"nda bir soruyu yanıtlarken anlattığı, sonradan "Su Çatlağını Buldu" başlığını alan hikayeyi de kendi sesinden dinleyebilirsiniz.
- Hrant Dink'in sesinden "Su Çatlağını Buldu"
- Yetkin Dikinciler, "Gelane…Hablo….Holane" (3 Ocak 1996)
- Fikret Kuşkan, "23,5 Nisan" (26 Nisan 1996)
- Deniz Türkali, "Yaşamın Sürdürülebilirliği mi?" (14 Haziran 1996)
- Çetin Tekindor, "Aşk olsun" (5 Temmuz 1996)
- Pakrat Estukyan, "Ağlayan Düğünler" (30 Ağustos 1996)
- Serra Yılmaz, "Sırtlayıp Getirenlere…" (18 Ekim 1996)
- Arsen Gürzap, "Kaybolmayın Çocuklar!" (8 Kasım 1996)
- Dolunay Soysert, "Ayırmayın Amca!" (6 Aralık 1996)
- Haluk Bilginer, "Tuvalet Korosu" (2 Ocak 1997)
- Banu Güven, "Renk Köründen Renkli Sorular" (17 Ocak 1997)
- Lale Mansur, "Göçün Geç Soruları" (9 Ocak 1998)
- Okan Bayülgen, "Mahallenin Delisi" (27 Mart 1998)
- Nur Sürer, "Neler Yapamadık?" (23 Kasım 1998)
- Nejat İşler, "Bu Köşedeki Adam" (2 Nisan 1999)
- Meral Okay, "Kilitli Vicdanlara" (10 Aralık 1999)
- Mehmet Ali Alabora, "90. Yıl Yazıları (I) Ruh Halimdir" (1 Kasım 2004)
- Ömer Madra, "Nora Naye Hoy Nare" (29 Aralık 2006)
- Halil Ergün, "Niçin Hedef Seçildim?" (12 Ocak 2007)
- Tuncel Kurtiz, "Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği" (19 Ocak 2007)
Geçmişte o kadar haksızlıklar yapıldı ve her yeni günün gazete manşetlerinde gördüğümüz gibi yapılıyor ki, bu haksızlıklar beni bu topraklar üstünde, birlikte yaşadığım insanlardan utandırmaya yetti. Bu utanç, beni politik biri haline getirdi.
Siz yaptınız ama siz değil, ben utandım.
Ve Hrant Dink'in öldürülmeden önce yazdığı ve öldürüldüğü gün yayınlanan son yazısının son paragrafı o kadar dokunuyor ki, tüm tekrar okumalarımda etkisini hiç kaybetmeden boğazımda sıkı düğümlenmelere yol açıyor. Yapılan haksızlıklar insan olana çok dokunuyor.
Kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce... (Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de yayınlanan son yazısı, 'Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği'nin son paragrafı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder