Evgen Lisniak


2013 yılının Şubat ayında Amsterdam'dan Prag'a, Prag'tan ise Berlin'e geçtim. Prag'ta geçirdiğim kısıtlı zaman içerisindeki en değerli anlarımdan biri, Kaan ve ismini şu an anımsayamadığım bir Türk kız ile birlikte, son Prag günlerimizin gecesinde (öbürüsü gün Kaan ile biz Berlin'e mi geçmiştik yoksa kız İstanbul'a mı dönmüştü? Berbat bir pandomim gösterisi izlemiştik. Ben paraya kıyıp şekerli hamur halkalarından almıştım. Çok güzel kokuyorlardı. Meydanda bir adam alevler ile gösteri yapıyordu. Pandomim gösterisinin yarısından çıkıp kaldığımız yere kadar yürürken Radiohead dinlemiştim.) bir kemerin altında kıyıda gizlenmişcesine oturan bir adam akordiyon çalıyordu.


Bir süre üçümüz de olduğumuz yerde donduk kaldık, dakikalarca adamı dinledik. Müthişti. Cebimizde kalan sınırlı Çek Korunalarını hiç çekinmeden adama sunduk, o da bize Bach'ın, Vivaldi'nin, Chopin'in, Albenis'in, Brahms'ın, Piazzolla'nın ve Derbenko'nun eserlerini akordiyonu ile yorumladığı parçalar ile dolu bir cd'sini verdi.

İşte Ukrayna menşeli Evgen Lisniak ile Prag sokaklarında böyle tanıştım. Verdiği cd, aylar sonra İstanbul'da aklıma geldiğinde hemen bilgisayara koydum lakin cd'nin boş olduğunu anladım.

*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder