Burak Çevik - Ulviye Hanım



Ulviye Hanım aşkı hiç yaşamamıştı. Kocası ile kaç kere beraber olduysa o kadar çocuğu vardı. Elli beş yaşlarındayken, kocasının metresi öldü. Kocası cenazeye gitti, ağladı. Altmışlarına geldiğinde Ulviye Hanım, torunlarını kentin en güzel sinemalarına götürür, yeni çıkan aşk filmlerini izletirdi. Çocukları, torunları ne zaman aşık olsa, Ulviye Hanım'a koşar, anlatırdı. O ise tüm anlatılanları gülümseyerek dinlerdi. Yaşlılık günlerinde genelde çay bahçesine gider, çayını içer ve oraya gelen utangaç sevgilileri izlerdi. Ulviye Hanım yetmiş üç yaşında öldüğünde, kocası cenazesinde ağlamadı.

1 yorum:

  1. İzleme fırsatını bulabildiğim üç kadar işinin tümünde olduğu gibi, "Durdur, kaydet, resmini çiz; ya da çıktısını alıp odana as" talimatlarına sevk eden görüntüler. Buna ilaveten, bir açıklamayı bütünleyen, Çehov tarzı kurgu. Burak Çevik, seni yavaş yavaş tanıyorum sanırım. Ellerine sağlık, iyi ki izlemişim dedim yine.
    -deniz d.

    YanıtlaSil