Smog; aslında çok şey anlatmak isteyip de hakkında konuşmak yerine dinlemeyi sevdiğim bir müzik, grup, oluşum.
Oluşum diyorum zira; bu dinlediğimiz bariton sesli, kendi müziğini lo-fi, (haklı) underground rock ya da alternative country (haklı) olarak tanımlayan abimiz Bill Callahan'ın neredeyse her albümde başka müzisyenlerle çalışması.
Bill Callahan, on iki albüm çıkarmasına rağmen janrından dışarı çıktığına çok nadir şahit olduğumuz, sevdiğimiz bir abimiz. Bu sevgili abimizin solo çalışmalarının yanında 2010 yılında çıkardığı ''Letters to Emma Bowlcut'' isimli mektup-roman kitabı da bulunuyor.
Kendisi bana her zaman Cenk Taner'i anımsatıyor.
Tanımlar ile başımız bir şekilde dertte ya, şayet müziğini bir cümlede tanımlamak istesem ve klişe tabirlere sığınıp ''hani böyle'' ile başlayan bir cümle kullanmam gerekse; hani böyle yaz tatili bitmiştir, eylül ayının ilk haftaları gelmiştir ve sahilde tek başına oturduğun, her beş dalgadan sadece ikisinin kıyıya ulaşabildiği kadar sakin bir anıyı sadece yağmur sinekleri bozar ya, insanın içi bir anlık da olsa istemsizce huzursuzlanır.
İşte ruhumu böylesi bir huzursuzluk sarıyor.